12 Ara 2015

SAN DIEGO, CA -III-

California tatilimizin bir gününü de San Diego’ya ayırdık. Long Beach’ten 2 saat süren bu yol oldukça güzel. Road trip tadında keyifli bir yolculuk yaptık.  

San Diego, ABD ile Meksika sınırında bir sahil şehri. Sıcak iklimi nedeniyle cazip bir turizm merkezi. Meksika’ya o kadar yakın ki şehir içi ulaşım ile Meksika’ya gidebiliyorsunuz. Meksikalıların da yoğun olduğu bir bölge haliyle. Güneylileri seviyorum, eğlenceli ve neşeli insanlar. Oraya kadar gitmişken Meksika’ya da uğrayıp dönmek ne güzel olurdu. Ama bununla ilgili çok hikaye var; elini kolunu sallaya sallaya girebilirsin ama hiç çıkamamak var. :) Amerika sınırına geçiş zor. (Bunu dönüş yolunda biz de yaşadık.)

San Diego'ya varınca biraz şehir turu yaptıktan sonra kalan zamanımızı okyanus kıyısında, Ocean Beach te geçirdik. Burası Pasifik’te ucu bucağı gözükmeyen uzun sahillerden biri. Su çok dalgalı olduğundan sörfçülerin de uğrak yeri. Önümüzden sörf tahtalarıyla geçen Amerikalıların şovlarını izledik. :) Sonra biz de kendimizi Pasifik’in sularına attık; dalgalarla oynayıp eğlendik. Çok keyifliydi gerçekten.
San Diego


sunset/Ocean Beach


Akşamı ise Old Town'da geçirdik. Burası bir sürü cafe, restoran, sanat galerileri ve mağazaların olduğu eğlence merkezi. Old Town State Historic Park da burada yer alıyor. Avrupalıların yoğun olduğu bir yer. Çok canlı. Orada bir Meksikan restoranına gidip o güzel meksikan yemeklerinden yedik. Gece ilerledikçe dönüş yolu gözümüzde büyüyordu. Dönüş yolunda trafiğe inanamadık. Gecenin bir yarısı şehirler arası bir yolda bu kadar yoğun bir trafik! Muğla’daki öğrencilik yıllarım geldi aklıma; acaba gece eğlenmek için Muğla’dan Marmaris’e gelenlerin tekrar Muğla’ya dönüşleri gibi bir şey miydi ki bu:) Yolun yarısında daha da yavaş ilerlemeye başlayınca ileride polis kontrolünü gördük. Çoğu arabanın geçişine izin verirken bizi durdurdu. Eğilip baktı, “nereden” “nereye” gibi sorular sordu. “Geç” diyeceklerini düşündük; ama sağa çekmemizi istedi. Aksandan mı, Güneş Meksikalıları andırıyor ondan mı bilinmez, kaçak giriş yaptığımızı mı düşündüler, gibi şeyler kurduk kafamızda. 3-4 polis bir sürü soru sordu. Arabanın bagajına baktılar, insan mı kaçırıyoruz yahu film gibi! Komik olan şey de bagajda plaj havluları ve bikiniler serili, hani kurusun diye. Turist olduğumuz her halimizden belli. Polislerden biri halimize üzüldü mü ne, “dikkatli gidin, yol üzerinde O.C. de bir kahve için” demez mi?! Neyse böyle de bir macera yaşadık. :)

Rüya tatilimiz sona erdi ve ertesi gün Chicago’ya döndük. 1 ay sonra ise Türkiye’ye. Orada çok güzel 1 yıl geçirdim. Belki sadece bir yıl ama gördüklerim, yaşadıklarımla, tanıdığım o güzel insanlarla ömür boyu unutamayacağım anılar biriktirdim. Benim için çok önemliydi; böylesi bir deneyim yaşamamı sağlayıp hayata bakışımı değiştiren canım aileme ve oradayken varlıklarını hep hissettiren canım arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler.. Tabi ki beni ailenin bireyi gibi gören Amerikan aileme, hem öğretmenim hem arkadaşım Faith’e minnet doluyum. Sizi hiç unutmayacağım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder